Ayşen Telemez, 12 Kasım 2012
Gonlumun gulu , canİm gullum,
Bak 8 AralİkÕta Bugra da evleniyor.
Zaman akİp gidiyor be GulluÕm dun pesinden koßtuÛumuz veletler birer birer yuvadan uuyorlar.
Darİsİ Efe ve NazÕİn basİna. Gozun arkada kalmasİn.
Her an her saniye olduÛu gibi dugun sİrasİnda da aklİmİzda ve gonlumuzde olacaksİn.
Seni cok šzledim be kuzen.
Aysen 12.11.2012
Hanife Sarıca, 09 Mart 2011
Canım arkadaşım günlerden çarşamba tarihler ise 09.03.2011'i göstermekte.
Saat 01.21 neden niye niçin bilmiyorum ama aklımdasın.
İstanbul bu sabah başlayan kar yağışı nedeniyle şuan bembeyaz. Sağlığın temizliğin rengi beyaz.
Yağan karı izlerken camdan aklıma düştün yüreğime düştün canım arkadaşım.
Aslında aklımdan hiç çıkmıyorsun.
Adın aklıma hergelişinde yüreğim burkuluyor ve gözlerimden akan yaşlarla anıyorumseni.
Aklımdasın canım arkadaşım sanki ladesteyim seninle kazanan hep benim aklımdasın, aklımdasın. Seni seviyorum...
Ayşen Telemez, 27 Kasım 2010
Ankara,27.11.2010
Gonlumun Gul’u,,,,,,
Sensiz gecen bunca sene her zaman kalbimizin
bir kosesindesin, ama nedense bugün sabahtan beri hep seninle
Beraberim, ofise geldim senin icin yapılan
sayfada herkesin yazdıklarını belki bininci defa okudum ..okudum..
Agladım. Bazen boyle olyor iste. Su anda
ofiste yine yalnızım henuz kimse gelmedi, şu saniyede karşımda
Bir elinde Türk kahven bir elinde sigaran,
siyah kapri pantolonun beyaz gobegi acık T-Shir’un ve siyah uzun
hırkanla
oturman icin neler vermezdim. Bak bir yılı
daha devirmek uzereyiz, zaman ne kadar cabuk geciyor, yaslandık be
gullum.
Cocuklar geldi evlilik yasına, hepsi kendi
yolunda gidiyorlar. Beni hic ziyaret etmiyorsun..Kusmuyuz?? Ara sıra
ruyalarıma gel
sohbet edelim, badagude yapalım SEni
coooooooooook ozluyorum kuzen.
Gorusmek uzere…………
Aysen
Hanife Sarıca, 01 Ocak 2010
Canım Güllüm,
herkes yeni bir yıl heyecanı içinde. Uzun zamandır sayfana her baktığımda duyduğum üzüntü ile yazamadım. 2010 yılının tüm sevdiklerine sağlık ve mutluluk getirmesini dilerim.
Bu gece olduğu gibi her zaman yüreğimdesin. Ben seni hiç unutmadım güzel gözlüm. Aramızda bir bağ var seninleJ Biliyorum ki bu bağ hiç kopmayacak, yüreğimde her zaman senden bir ses bir cevap..
Seni seviyorum canım arkadaşım.
Gittiğin yerde huzur içinde uyu.
Hanife Sarıca
Fulya Cönger, 15 Ağustos 2007
Güzel çiçek güllüm;
Zaman… hiç
yetişemiyorum, arkasından koşamıyorum. İçim kararsa da,
bir şeyler beni boğsa da yaşıyorum o zamanı. İşte senden
geriye kalan o 5 seneyi de bir şekilde bitirdik. Neler mi
oldu!! Öyle günler oldu ki yerini hiç dolduramadık. O
boşlukta bocaladık çoğu kez. Gözler konuştu, yürek ağladı…
Ben evlendim güllüm..
hani seninle hep konuşurduk ya, bana hep “aman dikkatli
ol, evleneceğin insanı doğru seç, sana göre olanı sana
laik olanı seç” derdin. Galiba oldu güllüm, tabi sana
bahsettiğim zaman belki her şeyi değiştirir, bilemem.. ama
şimdilik her şey yolunda. Aslında senin beni görmek
istediğin gibiyim. Düğün boyunca yüreğimde sanki senin
yüreğini taşıdım. Bana güç verdin.. her an her saniyede
vardın, şarkılarda, gülüşlerde, göz yaşlarında… Sen hep
benimle ve bizimleydin.. Teşekkür Ederim :)
Ben de sana bir şey
yollamak istedim;
“Eğil salkım, söğüt
eğil,
Bu benimki sevda değil,
Eğil yağmur, rüzgar
eğil,
Bu benimki sevda
değil…”
Hanife Sarıca, 19 Temmuz 2007
Sevgili Güllüm,Canım arkadaşım, bugün 19 Temmuz senin
doğum günün..
Hüzünlerin ve acıların daha fazlası gelse de
üzerimize,hayat buruk bir acı bıraktı gidişinle
gönlümüze..
Hayata ve yaşananlara inat,Seni Sevenlerin olduğunu
hatırlayıp,O maviş gözlerinle Gülümse olmaz mı??
Çünkü bu doğum günü senin..Bugün senin Günün..Doğum
Günün Kutlu Olsun..
Seni hiç bir zaman unutmadım unutmayacağım..
Hanife Sarıca
Ezel Susel, 19 Şubat 2007
Canim
Arkadasim,
4 sene
oldu bile seni kaybedeli .Ocak ayi gecti Tuncay ile bu
ayda yitirmistik Gulperi yi diye konustuk.
Burada
yasam devam ediyor guzel yavrularin kocaman oldular ,kizin
senin gibi guzel ,oglunsa yetiskin biri .Hayat onlar icin
kolay olmadi ve ustume duseni layiki ile yapamadim ama
beni umarim affedersin. Eminim yerin cennettir huzur icin
de ol ,burasi sadece bir koridor ve sana dogru yuruyoruz.
Ezel
Ayşegül Işık, 19 Temmuz 2005
Canım kardeşim, birtanem Güllüm,
Yine bir 19 Temmuz geldi..
Seni görmeyeli 4 sene oluyor..
İçim her gün burkuluyor sadece bugün değil...
O ateş o gün düştü ve içim hep alev alev hep yanıyor...
Seni düşünmediğim bir günüm geçmiyor..
Her şey hep yarım..hep eksik..
Bunun çaresizliği inan hiç bir şeye benzemiyor..
Seni çok özledim..
İnşallah bir gün birbirimize kavuşacağız..
Seni Çok Seviyorum..
Accü'nn
Kumru Telemez, 19 Temmuz 2005
Biliyorum ki sen şu an bedenen benden çok uzaktasın ama
manen yanı başımdasın...
Zaten senin gibi bir insanı, güzel bir varlığı kim aklından
ya da gönlünden koparıp atabilir ki Güllüm?
Bugün senin doğumgünün...
Keşke seninle konuşabilseydim de, kutlama mesajından sonra
"kızlaaaarr" ya da "canımmm" laflarını duyabilseydim...
Ama her ne olursa olsun, benden çok uzaklarda olsan da sana
söylemek istediklerimi eminim ki bir yerlerden duyup, hissediyorsundur...
Bu tarihe anlam katan, belki de sıradan bir günü bu kadar
özel kılan, senin gibi güzeller güzeli birinin bu dünyaya
gelmesiydi...
Belki aramızdan erken ayrıldın ama kalbimizden asla ayrılamayacaksın...
Göçüp gittiğin o cennette umarım hep huzurlusundur...
Sana olan derin ve bitmeyecek olan sevgimle sesleniyorum
Güllü'm: Doğumgünün Kutlu Olsun..
Bugün mumlar senin için yanıyor...
Seni seviyorum...
Bugün mumlar senin için yanıyor...
Seni seviyorum...
Gözde Bodur, 19 Temmuz 2005
Çok özel, çok güzel zamanlarımız geçti birlikte, seni ilk
gördügüm anı hiç unutmadım.
Sana baktığımdaki hayranlığımı...
İnanmazsın, o gün taktığın gözlüğü heryerde aradım buldum ve bugün de gözümde.
Bana doğum günümde aldığın hediyeyi, senin zeytinyağlı piıasanı yedikten sonra pırasa
yemeye başladığımı, yaptıgın tatlının son dilimini kaçırıp bayılarak yediğimi, elbiseni giymem için ne kadar uğraştığını ama kapanmayınca bu sefer zorla ayakkabılarını verdiğini hiç unutmadım...
Doğum günün kutlu olsun, güzeller güzeli Güllü.
Gözde Bodur
Ayşen Telemez, 1 Ağustos 2003
Sevgili Güllüm,
Şu anda Karaburun'dayım. Züzü ile beraber otururken her zaman olduğu gibi konu dönüp dolaşıp seninle geçirdiğimiz güzel günlere geldi. Doğum gününde yazmak istedim ama bilgisayarda bir problem vardı. 19 Temmuz günü Yade, Aycu, Tayfun ve ben kabrinin başında idik. Seni çiçekler ile süsledik ama ne yazar, bizim için önemli olan senin bizlerle beraber olmandı. Ama o gün orada bizimle beraber olduğuna eminim. Ömür o kadar çabuk geçiyor ki, geriye dönüp baktığında aradan seneler geçmiş oluyor.
Sen bizim hayat pınarımızdaki en kıymetli gülsün. Seni hiç unutmadık ve unutmayacağız...
Gönlümüzün sultanı rahat uyu doğum günün kutlu olsun.
Sevgili Efe ile gurur duyuyoruz, zoru başardı ve sınıfını en güzel şekilde geçti. Bunun için sevgili Yade ve Ayşegül sizlere teşekkürler. İnan bana senin gurur duyacağın çok başarılı bir delikanlı hayata adım atmak üzere, gözün arkada kalmasın.
Seni seviyorum
Sevgiler
Ayşen
Ezel Susel, 10 Ocak 2003
Dun gece senin için helva yaptım. Hayatımda hiç yapmadığım için çok güzel olmasa da yedik. Kuran okumak istedim ve Türkçe'sini okudum. Pek bir anlamı yoktu senin ölümünle ama umarım Allah kabul eder, gittiğin yerde huzur bulursun. Düşündüm de babam öleli kaç yıl oluyor, böyle bir şey aklıma gelmemişti.
Senin gidişin ne kadar etkiledi beni bilmem hissediyor musun? Geçen gün Handan hanımlaydım, senin lafın açıldığın da hala gözyaşı döküyor. Görümcesine bir yıl sonra bile gözyaşı döktüren bir tek seni biliyorum.
Yokluğunu hala hissediyorum, Kuran da hepimiz bir araya geleceğiz diyor, o güne kadar huzur için de ol...
Ezel Susel
Fulya Cönger, 9 Ocak 2003
Güllüm,
Bugün tam bir sene oldu diyorlar ama ben hiç inanmak istemiyorum. Keşke dünya da hep bizim isteklerimize saygılı olsaydı.
Bir koca yıl atlattık sensiz, yaşanması güç, her anı her saniyesi senle dolu olan bir yıl. Kimsenin tadı yok desem yalan olmaz. Biliyorum sen bizim üzülmemize çok üzülürdün ama dönüşü olmayan bu yolda pek çaresiz olduğumuzu bilmeni isterim Güllüm. Gülün ömrü her ne kadar az olsa da arkanda bıraktığın ailen ve seni her gün deli gibi özleyen sevdiklerin seni hep ama hep yaşatıyoruz. Zaten arkanda bıraktığın iki güzel parçanda seni bize yaşattırıyorlar. Onlar da senin gibi narin ve güzeller. Sensiz alışverişin hiç bir zevki kalmadı inan, çünkü onları alıp giydiğimde bir tane daha giyen olmuyor.
SENİ ASLA UNUTMADIM UNUTAMAM. AKSİNE ÇOK AMA ÇOK ÖZLEDİM KEŞKE YANIMDA KEŞKE YANIMIZDA OLSAYDIN!
Rahat uyu Güllüm...
Fulya Cönger
Ersen Aktan, 9 Ocak 2003
Sevgili Güllü,
İnan ki ben özel günleri, hatta kendi doğum tarihimi bile kolay kolay hatırlayamam.
Ama 9 Ocak tarihini hiç unutmadım, ölene kadar da unutmayacağım, unutamayacağım.
Ersen Abiciğin
Ayşegül Işık, 8 Ocak 2003
Canım Güllüm,
Seni çok ama çok özledim, senin kokunu özledim, soğukta hep ucu kızaran burnundan öpmeyi özledim, hiç bitmeyen sohbetlerimizi özledim, "Kız Accü bugün bize gelsene" diye beni arayıp evine çağırmanı, mavi polar bluzunu giymiş olarak kapıyı o yüzünden hiç eksilmeyen gülüşünle açmanı özledim, sende kalmayı, seninle yatmayı, yaptığın yemekleri yemeği özledim, "Annemler
hiç birimize göbek adı koymamışlar da bir tek niye sana Fikriye ismini koymuşlar" diye seni kızdırmayı özledim, hafta sonları aşağıdan korna çalıp inmeni beklemeyi, Naz ile el ele manken zarafetiyle yanıma gelmenizi özledim, sana saatlerce dertlerimi anlatmayı içimi dökmeyi özledim,
sevinçlerimi paylaşmayı özledim, seni dinlemeyi, sinirli olduğun zamanlar seni yatıştırmayı özledim.
Ablasının bir tanesi melek yüzlü, iyi kalpli kardeşim. Sende olsan buna dayanamazdın, bende dayanamıyorum. Seni düşünmeden bir saniyem geçmiyor. Bugüne kadar geçen sene bugün şöyleydi, bugün böyleydi diye bir sene geçti gitti. Bundan sonra ne diyeceğim bilemiyorum.
Allah yardımcımız olsun.
Her zaman kalbimin tek gülü olacaksın.
Seni seviyorum,
Ayşegül
Ayşen Telemez, 1 Ocak 2003
Sevgili Güllü,
Bilirsin yılbaşı günleri benim için ne kadar önemlidir, hep çok heyecanlı ve ümit dolu olurum ama bu sene yeni bir yılın başlayıp başlamaması ilk defa çok önemli değil benim için.Yeni yılın gelmesi demek sensizliğe başlamanın çok yaklaşması demek.Hani seneler çok çabuk geçiyor derlerde bizde aman bir de yaşayanlara sor derdik.Gerçekten bizler için zaman her ne kadar geçmiyor
gözükse de koca bir yılı geride bıraktık Güllü'm. Sensiz geçen ama her anı senin hatıralarınla dolu bir yıl.Yeni yılın bu ilk günlerinde duygularımı bu sayfada seninle ve seni sevenlerle paylaşmak istedim.
Canım,
Her ne kadar aramızdaki mesafe ve boşluk birbirimizi istediğimiz sıklıkta görmemize engel olsa da, benim sürekli seni düşünmeme veya seni daha çok sevmeme engel değil. Sen hala benim birçok gülümsemelerimin ve tatlı hatıralarımın ve kalbimdeki sıcaklığın sebebisin. Aramızda ne kadar uzaklık olursa olsun her zaman seni düşünüyor olacağım. Çünkü benim için çok şey demeksin.
Seni seviyorum.
Yeni yılın kutlu olsun..
Ayşen
Ayşen Telemez, 25 Ekim 2002
Bugün acı haberi alalı tam 9 ay 16 gün oldu, çaresizlik ile geçen. Hatırlıyor musun, senle ben hep sinirlenir, bazen de karamsarlığa kapılırdık. O zamanlar Filiz bize hep "Niye böyle yapıyorsunuz her şeyin bir çaresi bulunur ama ölümün çaresi bulunmaz. Takmayın kafanıza hep beraber hallederiz" derdi. Gerçekten bunun ne kadar doğru olduğunu insan başına gelince anlıyor.
Ne zaman bu çocuklar bir gün beni öldürecekler desem aklıma hep sen geliyorsun, çünkü aynı nakaratı bir sen bir de ben söyler, sonrada Filiz bize kızınca oturup gülerdik. Naz'ın okula kat kat giyinip gittiği günler, veli toplantıları, sabahları günaydın faslından sonra kahve
içmeler. Hepsi mazide kaldı.
Sesini özlediğimde hemen videoyu çalıştırıyorum, o güzel sesini duydukça içimi huzur kaplıyor.
Yokluğuna alışmak halen çok zor ama alışmayı isteyen de kim zaten. Ben buna alışmak değil seni tekrar kanlı canlı yanımda görmek istiyorum.
Her zaman kalbimin tek gülü olacaksın.
Rahat uyu...
Ayşen
Ayşegül Işık, 17 Ekim 2002
Canım Güllüm,
Hep bu başlıkla başlayan e-mailler atmışım sana, senden de "Canım Accüm" ile başlayan "seni çok seviyorum" ile biten yanıtlar almışım, okuyup duruyorum onları. Zaman zaman yine yazıyorum ama artık senden yanıt gelmiyor. Elimdekilerin ise kıymetini hiçbir şeyle ölçemem.
Dün gece rüyamda gördüm seni. Benim yatağımda yatıyordun saçlarından tanıdım, yatağa koşup yüzünü çevirdim ve heyecanla nefesini dinledim. Nefes alıyordun, koşarak Efe ve Naz'a gittim "çocuklar size büyük bir müjdem var anneniz dönmüş" dedim. Hep beraber yatağa koşup seni uyandırıp sevinçle
sarıldık birbirimize. Ellerini, yüzünü tek tek inceledim ve yanına yatıp sana sarılıp kaldım. Buna benzer bir çok rüya görüyorum. Uyandığımda hem çok üzgün oluyorum, hem de rüya da olsa seni görmenin buruk sevincini yaşıyorum.
Güllüm, ilk günlerde "içim çok yanıyor yardım edin bana" diye bağırdım. Artık bağıramıyorum, sesim kesildi, hareketlerimde çaresizliğin verdiği olayı kabulleniş ve içimde de her an acıyan büyük bir yara var. Bu acının da sana kavuşana kadar hiçbir zaman etkisini kaybetmeden devam edeceğini çok
iyi biliyorum.
Bugün benim doğum günüm. Her zaman beni sabah ilk arayan, senelerce doğum günü partimi evinde sanki Efe ve Naz'a hazırlar gibi hazırlayan, pastamı illaki kendisi alan, bir tanecik çiçeğim yok artık. Aldığın bütün hediyeler duruyor, onları ayrı bir yere kaldırdım, hiç birisini kullanmaya kıyamıyorum, içim de kaldırmıyor. Böyle kaç doğum günüm geçecek bilmiyorum ama dileğim en
kısa süre içinde sana kavuşmak.
Seni çok seviyor ve çok özlüyorum.
Accü
Hanife Sarıca, 1 Ekim 2002
Ahhh güzel gözlü, melek yüzlüm. Senin için açılmış olan bu siteyi öğrendiğimden bugüne neredeyse aylar geçecek ama siteye girdiğim an ağlamaktan iki kelimeyi bir araya getirip sana mektup yazamadım. Ama biliyorum ki yazmasam da sen düşüncelerimizi bile duyabiliyorsun. Kaç gece rüyalarımda kahve içtik fal baktık seninle. Her kahve içtiğimizde (özellikle Sevilay'ın evinde) fincan kapatır fal bakardık. Seni hiç bir zaman unutmayacağız. Bazen sıkıcı gelmiş olsa da Libya'daki yaşam, 6 yıl'da anılarımızı hangi güç unutturabilir bizlere. Hatırlar mısın aşıktım biricik Efe'ne, nişanlanacağım Efe'yle dediğimde Efe'nin utanmasına ve kızmasına gülerdik. Naz'a hamile kaldığın günü öğrendiğimizdeki kutlamalarımızı unutmadım canım arkadaşım.
Olmadı be Güllüm, güzel yüzlüm gitmeyecektin böyle apansız. Sessiz gidişin neden? Amerika'ya gittiğinizi haber aldığımızda ne çok sevinmiştik. Görüşemiyor olsak bile aldığımız güzel haberler yetiyordu bizlere. Hala inanamıyorum ve sanırım hiç bir zamanda bunu başaramayacağım. Geçenlerde arkadaşımız Özlem İnal'la karşılaştık hiç ummadığımız yerde. Ah be Güllüm seni böyle mi hatırlayacaktık, böyle mi amansız ve çaresiz ağlayacaktık. Şimdi daha iyi anlıyorum şu sözün anlamını. İyiler çok yaşamıyormuş canım arkadaşım. Senin yüreğinin güzelliği yüzüne de yansımıştı melekler kadar güzeldin ve hep öyle kalacaksın. Seni tanıdığıma, seninle var olan tüm anılarım için mutluyum. Seni burada yazılanlarla anlatmak mümkün değil. Bu mektubu yazmaya başladığım andan şuana kadar 4 saat geçti ve ben henüz yüreğimdeki seni anlatamadım, yapamadım bunu. Sen huzur içinde uyu bitanem. Yanında geldiğimde kahvelerimiz hazır olsun mavi gözlüm. Biliyorum ki bir gün bir yerlerde yine karşılaşacağız o güne kadar kendine iyi bak güzel gözlü, melek yüzlü arkadaşım.
Ne kadar oldu tanışalı, hatırlıyor musun?
Ben unutmadım, dün gibi aklımda..
Yine geleceğim yanına
Bana öğrettiğin helvayı kendi ellerimle yapacağım sana..
Sohbetinin tadı kaldı damaklarımda
Hatırladıkça gülüşünü içim ısınır hala..
Uzaktasın, omzun uzak ama
Biliyorum yüreğin yakın bana..
Kaç kişiye nasip olur dostluğun
Ben seni tanıyan en şanslı kulum..
Adam gibi adam kime denirdi acaba?
Öğrendim seni tanıyınca.
Hanife Sarıca
Ayhan-Özlem-Hanife Sarıca, 1 Ekim 2002
Hani dostlar vardır
Bunaldığınızda yanınızda hissettiğiniz ve kimi zaman da bulduğunuz.
Hani dostlar vardır
İki eli kanda olsa bile ihtiyaç duyduğunuzda koşarak gelen.
Hani dostlar vardır
Kederinizi kederi bilen.
Hani dostlar vardır
Üzemezsiniz, kıramazsınız, kıyamazsınız.
Hani dostlar vardır
Fikre ihtiyaç duyduğunuzda sizi sizden fazla düşünüp akıl verir.
Hani dostlar vardır
Beraber olduğunuzda kederiniz bitiverir.
Hani dostlar vardır
Doğduğuna ve tanıdığınıza şükrettiğiniz.
Sen bizler için en güzel dosttun Güllüm.
Seni seviyoruz ve hiç bir zaman unutmayacağız.
Ayhan-Özlem-Hanife Sarıca
Kelebek Bayram, 8 Ağustos 2002
Dünürüm,
Ne çabuk geçiyor bu zaman! 1 yıl oldu bana allahaısmarladık dediğin. Bu arada ne çok şey oldu inan hala idrak edemedim. Sanırım etmek istemiyorum. Hiç bir şey söylemek istemiyorum ve de yazmak. Sadece şunu bil Gülperi seni seviyorum canım. Rahat ol.
Kelebek Bayram
Ayşen Telemez, 8 Ağustos 2002
Güllü'm boncuk gözlüm,
19 Temmuzdan çok önce üstümüzden hiç ayrılmayan bulutlar biraz daha üstüme çökmüştü. O gün sana yazmak isterdim ama Ankara dışında idim olmadı. O gece yüreğimde senin için yaktığım mumları teker teker gözyaşımla söndürdüm. Tüm aile birbirimizi arayarak o günü geçirmeye çalıştık.
Hani derler ya zaman her şeyin en iyi ilacıdır diye, ama hepsi palavra zaman yaralarımızı iyileştireceğine acımız daha da artıyor, hamurun mayalanması gibi, mayalandıkça kabarıyor. Annenlerin salonunda bir resmin asılı kocaman, güzelliğine bakmaya doyamıyoruz, o kadar canlı bir resim ki sanki bizi seyrediyormuş sun gibi.. Seni konuşmadığımız bir anımız yok. Halen kapıdan içeri girip ben size 1 Nisan yaptım diyecekmişsin gibi. Can bile yengeme "Güllü bize kamera şakası yapıyor" demiş.
En sonunda rüyamda bana geldin, o kadar güzeldin ki, saçların topuz, straplez bir elbise üstünde..
Düşünüyorum öbür tarafla aramızda bir köprü olsa seni görsek birer kahve içsek biz seni duyamasak da görebilsek ne iyi olurdu.
Bizler her zaman birbirimize çok yakındık, sen, Zeyno, Accü, Yade, Filiz, Züzü ve ben kardeş gibi büyüdük, aynı zevkleri paylaştık, hep birbirimizin en iyi dostu olduk. Birbirimizi bazen göremesek de hep alo derdik.. ama senin gidişin her ne olursa olsun birbirimize daha fazla zaman ayırmamız gerektiğini öğretti.
Ben seni çok çoook özledim Güllü, hasretin hiç bitmiyor.
Gönlümün prensesi rahat uyu..
Seni görme ihtiyacı hissettiğim zaman..
Başımı çevirip gökyüzüne bakıyorum..
Gündüzleri bulutların..
Geceleri yıldızların arasından..
Bana gülümsüyorsun...
Ayşen Telemez
Özlem İnal, 24 Temmuz 2002
Arkadaşıma,
Bu yazıyı sana Libya'daki evinden yazıyorum. Kaderin garip cilvesine bak ki dönem dönem de olsa senin 4.5-5 seneni geçirdiğin bu evde şimdi ben kalmak zorundayım. Mutfak dolaplarına serdiğin çiçekli kağıtların, rafın altına yapıştırdığın baharatlıkların hala duruyor.
Geçen sene bu tarihlerde Berna ile sana gene buradan telefon açıp hem doğum gününü kutlamıştık, hem de iyi yolculuklar dilemiştik. Çok istememe rağmen elim bir türlü yazı yazmaya gitmedi. Kaç kere başladım bir bilsen ama olmadı. Yapamadım çünkü ilk defa sana hiç de yakışmayan bir şey yaptın ve ben bunu kabul edemiyorum. Bir şeyi kesin olarak biliyorum ki, Güllü için hiç bir zaman geçmiş zamanlı konuşmayacağım. Ne çok şey yaşadık buralarda, Baran ilk defa hastalandığında seni aramıştım. Akşam yemeklerimiz, sessiz film oynayışımız, havuz başına getirdiğin kahvelerin keyfi, beraber izine giderken otobüs sohbetlerimiz, Berna gibi olabilmek için Tunus havaalanındaki süslenmemiz, Perşembe akşamları şarkılı türkülü yemeklerimiz, Ayhan'ın piti pitisi.
Kaç bayram kaç yılbaşını birlikte bulunduğumuz ortamı her şeye rağmen güzelleştirerek geçirdik. Senin Baran'a öğrettiğin şarkıları şimdi ben Utku'ya öğretiyorum. Evimin her kösesinde farkında olmadan senden o kadar çok şey varmış ki, bana getirdiğin meleklere gözüm gibi bakıyorum. Ankara'ya geldiğimde yaptığımız alışverişler. Duyguları anlatmak çok zor. Seni tanıdığım için şanslıyım. Bazı şeylere alışmak mümkün değil. Zaman ilaç denir, peki öyleyse ben bu eve her gelişim de niye ağlıyorum? Telefon numaran hala ilk yazdığım yer de en üstte duruyor. Daha sana veremediğim geçen sene bayramda Libya grubu ile gittiğimiz yemekteki resimlerin var. Nasıl güzel çıkmışsın, gözlerin pırıl pırıl. Sesin kulaklarımda...
Seneye gene buluşacaktık, söz vermiştik ama, sen çok kötü bir şaka yaptın. Bizi bir araya getirdin, fotoğrafındaki güzel yüzün ve gülen gözlerinle bizi seyrettin. Bu büyük haksızlık sen olmamalıydın. Daha çok erken, her şeyin çok başıydı. Ayhan'a hep kızardın "Her sene doğum günümde Libya'ya dönüş için uçakta oluruz" diye. Ben bu sene sensiz senin evinde doğum gününü kutladım. Beni duydun biliyorum, çünkü rüyamdaydın. Seni özledim ve bununla baş etmek hiç kolay değil. Halbuki biz gurbete hasrete alışkınız değil mi Güllüm? İyi ki doğdun, iyi ki hayat bizi bir yerlerde karşılaştırdı.
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN. SENİ SEVİYORUM...
Özlem İnal
Özkan Buğra Telemez, 19 Temmuz 2002
İki sene önce 19 Temmuz'u şu anda bulunduğumuz yerde hep beraber kutladığımız aklıma geliyor da, bugünü hatıralarla yaşatmanın ne kadar zor olduğunu anlayabiliyoruz. Ve hiçbirimiz daha henüz sensiz yapamıyoruz. İçimizde o kara günün acılarını günden güne biriktiriyoruz. İşte bütün bu duygularla ve bir gün, bir yerde hepimizin tekrar birlikte olacağı inancıyla pastandaki mumların hepsini teker teker yakıyoruz. Biz de o mumlar gibi hiç bir zaman sönmeyeceğiz ve seni içimizde yaşatmaya devam edeceğiz.
Yattığın yerde huzurlu ol. Doğum Günün Kutlu Olsun.
Özkan Buğra Telemez
Fulya Cönger, 19 Temmuz 2002
30 Aralık 2002 idi, beni arayıp doğum günümü kutladığın gün. Her zamanki gibi hiç bir özel günü ve detayı atlamamıştın... 19'unda da ben arayıp kutlayacaktım seninkini. Hatta belki burada olur dedim kendi kendime. Arayıp "nice yaşlara" demeyi o kadar istemiştim ki belki senin sesinin bana verdiği huzuru ben de sana verebilirim diye düşünmüştüm, ama olmadı Gülüm...
Zaman geçiyor diye üzülme sakın, yüreğimizdeki gül hiç solmuyor. Bıkmadan, usanmadan suluyoruz hep. Zamana asla köle olmuyoruz. Sen her anıyla ve her güzelliğinle bizimlesin...
SEVMEK GÜLÜ DİKENİYLE AVUÇLAMAKTIR
KAN İÇİNDE KALSA DA ELLERİN
YÜREĞİ İLE KUCAKLAMAKTIR
DİKENİN HASARINI GÜLDEN SORAMAZSIN
DİKENLİ DİYE GÜLDEN KOPAMAZSIN GÜLÜM
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN
Fulya Cönger
Esen Özkan, 19 Temmuz 2002
Güzel kızım, nazlı ceylanım,
Geçen sene bu zamanlar doğum gününü kutlarken, bir sonraki doğum gününde aramızda olmayacak tek kişinin sen olduğunu hangimiz, nasıl bilebilirdik? Bir daha görüşeceğimiz günün planlarını telefonda yaparken, aynı uzaklardan haberin geldi yavrum. Gurbete gidenler hep döndü, bir sen dönmedin. Bilemedim arkandan döktüğüm suyun gözlerimdeki yaşların habercisi olduğunu. Bilemedim sensiz bayramlar geçireceğimizi, uğurlayıp da karşılayamayacağımızı.
Zarafetin, inceliğin, bonkörlüğün ve iyi niyetinle sen benim yeğenimden öte arkadaşım oldun. Her sabah sesimi duymadan rahat etmezdin, sıkıntılarımı anlar hemen yanı başıma koşardın. Halanın dert ortağıydın sen. Oturma odasında oturduğun köşen boş yavrum. Gözlerim hep oraya takılıyor dertleştiğimiz günlerimizi hatırlıyorum. Şimdi aynı odada resmin var, her zaman yine karşımdasın, ben seninle yine konuşuyorum.
Meğer ne çok şey paylaşmışız seninle Güllü. İyi ki beraber vakit geçirmişiz, iyi ki birbirimize kenetlenip, hiç kalp kırmamışız. Ne dersem diyeyim, sana doyamadım yavrum daha beraber yapacak çok şeyimiz vardı. Bak balkon vakti geldi, geçiyor. Sensiz oranında tadı kalmadı. Rüyalarımda görmek özlemimi gidermiyor kızım, hasretim her geçen gün daha da artıyor.
Seni çok seviyorum, dualarım her zaman seninle.
Halan
Handan Aktan, 19 Temmuz 2002
İyi ki doğmuşsun Güllüm. Seni çok seviyorum.
Handan ablan.
Ayşegül Işık, 19 Temmuz 2002
Güllüm, ablasının bir tanesi Güllüsü,
Kendimi bildim bileli en acı 19 Temmuz'u yaşıyorum.
Anneler gününü geçirdik, babalar gününü de.. Efe'nin-annemin-babamın doğum
günlerini de.. Ayhan ile tanışma-nişan ve evlilik yıl dönümlerinizi de..
Hepsi ilk kez sensizdi.. hepsi çok buruk, hepsi yarımdı.. İşte sensiz senin
doğum günün de geldi, aylar öncesinden içimizde sızı başlayan gün..
Büyük bir özlem içindeyim, biliyorsun 21 Temmuz'da sizi yolcu etmiştik ve görmeyeli tam 1 sene oluyor. artık etrafta alakasız insanları sana benzetmeye başladım. Bir anda kalbim ağzıma geliyor. Çoğu zaman Yade'nin ve Zeyno'nun yüzlerini ve hareketlerini sana çok benzetiyorum. Gözümü dikip
bakakalıyorum ve "Allah'ım bu sahne hiç değişmesin" diyorum. Geceleri yatarken seninle konuşup rüyalarıma çağırıyorum, çoğu zaman benimlesin. Ama o rüyalardan uyanınca duyduğum acıyı tarif bile edemem benim zarif benim güzel kardeşim. Ama yapabilecek hiç bir şeyimiz yok, katlanmaya çalışıyoruz.
Geçen sene annemler-Zeyno'lar hep beraber teknede kutladığımız doğum günün sonrasında Zeynep Ablam ve Mustafa Ağabeye böyle bir organizasyon için teşekkür edip "hayatımın en güzel doğum günüydü" demişsin. Evet hakikaten çok güzelmiş. Naz bile Ocak ayında geldiklerinde kendi kendine hiç konusu
geçmeden ablama "annemin doğum gününü ne güzel kutlamıştık değil mi Zeynep Teyze?" diye sormuştu ve bu sene de hep birlikte senin için havaya balonlar atmamızı istemişti.
Naz-Efe-Ayhan-Annem-Babam-Zeyno-Yade-Haloş-Filiz-Ayşen-Züzü ve senin seven herkes adına, hepimiz adına ben senin için havaya balonlar atıyorum bebeğim ve "Doğum Günün Kutlu Olsun" diyorum.
Hepimizin gönlündeki doğum günü partisine davetlisin.
Seni çok seven ablan, Accü'n.
Şule Çelebi, 19 Temmuz 2002
Canım Güllüm,
Seni yitirmemizden bu yana günler aylar geçti... O günden bu güne yokluğunu hiç birimiz idrak edebilmiş değiliz. Her zaman beni ve herkesi hayran bıraktıran güzel yüzün, uzun ince ellerin, heyecanlı heyecanlı konuşan sesin, dostluğun, bir elinde kahvenle yaptığın ardı arkası kesilmeyen sohbetlerin, aklımızdan gözlerimizden hiç silinmedi.
Güllüm,
Ben babacığımı kaybettiğimde, acısı o denli inanılmazdı ki korka korka "Allah'ım başka büyük acı yaşatma bizlere" demiştim. İşte büyük acı buymuş meğer... Sana mı kıyamayalım, ardında istemeye istemeye bıraktığın birbirinden güzel çocuklarına mı kıyamayalım, sevgili eşin Ayhan'a, hiçbirini birbirinden ayırt edemeyeceğimiz sevgili ailene mi kıyamayalım bizde şaşırdık.
Güllüm,
Her birimiz tarifi edilemez özlüyoruz seni resmine bile bakmaya kıyamaz oldum. İsyan değil ama haksızlık buluyorum gidişini. Daha yolun başındayken, aramızdan alınmanı haksızlık buluyorum.
Çocuklarının geleceklerini, gençliklerini, yetişkinliğe adımlarını göremeden, sevdiklerinle yaşayacak bir dolu güzel günün varken sorgusuz sualsiz aramızdan alınmanı haksız buluyorum.
Kalbi ailesi, sevdikleri, dostları için bunca atan bir meleğin ona sevdiklerine sorulmadan alınmasına inanamıyorum.
Bunca yıllık dostluğumuzda senin ağzından bir kez olsun kötü bir söz duymadım be Güllüm. Bunca saf, temiz, iyi niyetli, alçak gönüllü bir gülün bu kadar çabuk misyonunu tamamlamasını yediremiyorum. Daha çook yaşayacak günlerin vardı Güllü'cüm. Benim de inancım bir gün yeniden tüm sevdiklerimize kavuşacağımızdır. İnsan sevdiklerini yitirince çocuklaşıveriyor. Ve bir gün mutlaka kavuşacağız umutları ile yaşama bağlanmaya çalışıyor. Bazen bir ağacın dalında, bazen bir bulutta olduğunu ve sevdiklerini görebildiğine inanmaya başlıyor.
Güllüm,
Yokluğunun acısı öyle büyük ki, artık Ayşegül'ümün, Zeynep Ablacığımın, Yasemin'ciğimin, Solmaz Teyzemin ve İlhan Amcamın bakışları bir başka. Sürekli uzaklara dalıp dalıp gidiyorlar
Seslerinde o hiç bitmeyen coşku yok oluverdi. Artık her birimiz bir başkayız. Hala inanamayarak gözümüzü bir yerlere kenetleyip bunun olanak dışı olduğunu düşünüyoruz. Sensiz kahvelerimiz tatsız, kaşar peyniri ile yediğimiz galetalarımız boğazımızdan geçmiyor. Senin adının geçmediği, güzel yüzünü gözümüzün önüne getirmediğimiz bir sohbetimiz olmuyor.
Sensiz her şey eksik kaldı Güllüm. Ama hayat devam ediyor acımasızca. Geride bıraktıkların o denli kıymetli ki, yaşama illahaki bağlıyor herkesi. Gözünün arkada kalmadığına hiç şüphem yok Güllüm. Zaten ama çocuklarına gözü gibi bakacak, seni her şeyinle yaşatacak çook kıymetli bir eşin ve ailen var. Zaten sizin bu sağlam bağınıza, sınırsız sonsuz sevginize nazar değdiğine inanıyorum.
Sen rahat uyu Güllüm. Daima kalplerimizde yaşayacaksın.
İyi ki seni tanımışız Güllüm, iyi ki bizim biricik arkadaşımız olmuşsun, iyi ki hiç bir zaman hafızalarımızdan silinmeyecek onca anıyı kısacık hayatımıza sığdırmışız.
İyi ki doğmuşsun Güllüm.
Seni çok seven ve özleyen Şule Çelebi.
Zümrüt Özkan Anjuere, 19 Temmuz 2002
Canım,
Aylardan beri yazamadım. Halbuki, önceden ne çok yazardım sana uzun uzun. Artık yazmak zor maksat havadis vermek olmayınca. Kendimi, duygularımı, düşüncelerimi senin için ifade edebilmek, layık olduğun özelliği kelimelerime yansıtabilmek imkansız gibi geldi hep, hala da öyle.
Seni çok özledim. Geçen zamanın kayıpları unutturduğu, acıları hafiflettirdiği yalanının kabul edilmesi güç gerçekliğini çok derinlerde hissediyorum. Hala dönüp bana "Züzüm" diye sarılıverecekmişsin gibi geliyor. Civarımdasın biliyorum. Keşke gerçekten elimi tutup bu günlerimde yanımda olabilseydin diye üzülürken yokluğunu çok ama çok hissediyorum. Olsaydı diyorum hep... Ablam, arkadaşım, benim sadık dinleyicim ve en önemli manevi kuvvetlerimden biriydin sen. Nasıl zamana yenilirim, nasıl unuturum ben seni? Yerin dolmadı Güllüm, dolmayacak bilirsin sen beni. Ne zamandan beri nohut pişiren yok, kahveler de eski tadında değil, mavi gözlerin hiç biri senin gibi bakmıyor, kimse evinin kapısını senin açtığın gibi açamıyor, kalbini açar gibi. Başkalığını anlamayanlar, seninle birlikte olmanın ayrıcalığına varamayanlar var mıdır acaba? Ben şanslıydım. Sen beni çok sevdin, ben de seni.
Paylaşmayı hayal ettiğimiz, üzerine planlar kurduğumuz gün yaklaşıyor Güllüm. Ne yazık ki, hazırlıklarıma sensiz devam ediyorum. Yoksun işte. Oysa bana ne iyi bakardın sen, kim bilir nasıl büyütürdük yeğenini beraber. Olmadı, olamayacak. Sen artık bizim koruyucu meleğimizsin tatlım. Tanrıdan dileğim, senin o hep çok takdir ettiğimiz meziyetlerinin, güzelliklerinin bebeğimizde de olması. Merak etme, büyüyünce o da seni tanıyacak, adını söylemeyi öğrenecek. Her zaman hayatımızın bir parçası olarak bizimle kalacaksın. Güzel gözlerin çerçevelerdeki camların arkasında bile mat değil biliyor musun? Zarif siluetin gözümüzde, adın hep dilimizde.
Seni seviyorum güzelim. Doğum günün kutlu olsun. Tanrı seni korusun, sevdiklerini görüp, gözetleyebilme, onları koruma yetisi versin. Mekanın cennet olsun. Dileklerini gerçekleştirmek için arkanda çok sevdiklerini bıraktın, gözün arkada kalmasın. Pastanın mumları kalbimizde. Görüşmek üzere...
Züzün
Handan Aktan, 11 Mayıs 2002
Canım Güllüm,
Yarın Anneler Günü. Her Anneler Gününde beni ilk arayan sen olurdun. O içten sesin bana keyif ve huzur verirdi.
Benim üç kızım var, Evren, İmren ve sen derdim. Yüzün aydınlanır "Valla değilmi" derdin. Ben seninle yaşadığım bu evlat acısından sonra Anneler Gününü bitirdim. Annelik içime sinmiyor, halalığım daha kutsal geliyor.
Canım Benim,
Her gelişinde tablolarımı yattığın odanın duvarlarına dizer, gidene kadar kaldırmazdın. Bu çiçeği sana Anneler Günü için gönderiyorum. Bundan sonra seni anlatan bir seri hazırlayacağım. Adı Güllüm olacak.
Mektubumu seni seviyorum diye bitirecektim, ama duygularım karşısında basit kaldı. Bunun bir ötesini ifade edecek sözü ise henüz bulamadım.
Handan Ablan
Sessiz veda ettim
Bırakıp giderken
Yeterki rüyalarımda kal
Hiç ağlamadımki
Çığlığım yaşama
Gözlerimde hep hüznün var
Birşeyler yarım kaldı
Zamansızdı gidişin
Artık bir senden önce
Bir de sonrası var
Ezel Susel, 5 Mayıs 2002
Sevgili arkadaşim,
Annenleydik dün gece, anneler gününü nasıl geçiririm diye üzülüyor. Ona bir hediyem var, daha doğrusu senin için aldım. "Yaş gününde kesin bunu hediye ederim, cok sevinir" diye planlamıştım. Ben planımı bozmuyorum.
Ablamın hastalığını duyduğumda seni ve babamı yardıma cağırmıstım. Sanki "Sizler birer meleksiniz ve ona kanat gerersiniz" diye. Allah'a şükür kanseri şimdilik yendi ve sana teşekkür etmek istiyorum.
Handan Aktan, 17 Nisan 2002
Güllüm
Seninle hep konuşmak istediğim halde ağzımdan çıkan her söz acı dolu olacağı için bundan kaçındım.
Canım benim, ne zaman senden bahsetsem "Gelinini ne çok seviyorsun" derlerdi. Bende çoook derdim. Maalesef bu -çoook-un ölçüsünü yaşadığım acıyla öğrendim.
Sizler Libya'da yaşarken her özel günden önce (Yılbaşı, evlilik yıldönümü, yaş günü, anneler günü gibi) Ayhan beni arar, sana hediye almamı isterdi. Büyük bir heyecanla Vakko'ya gidip sevgi ve keyifle en güzel ürünleri seçerdim. Yine de gönderdiğim herşeyin az olduğunu düşünürdüm. Ayhan seninle ilgili son görevi de bana verdi. Maalesef bu son görev diğerleri kadar keyifli değil. Bana sonsuz acı versede büyük bir sevgiyle yapacağıma emin ol.
Fakat bu çok özel görevin çok özel ve ince bir zevk içermesi gerekiyor. O nedenle biraz gecikti.
Seni çok seviyor ve çok özlüyorum.
Handan Ablan
Ayşen Telemez, 16 Nisan 2002
Hayatımın gonca gülü bugün sensiz geçen günlerimiz 97 günü doldurdu. Olmuyor Güllü'm olmuyor sensizliğe bir türlü alışamıyoruz. Her saniyemiz seninle, seninle beraber paylaştıklarımızla, birlikte geçirdiğimiz acı tatlı günlerle dolu. Seni anmadığımız bir tek saniyemiz bile yok. Sana herşeyi yakıştırırdım ne giysen kuğu gibi olurdun ama ölümün çirkin elbisesi sana yakışmadı gülüm. Bizleri bu acıyla bırakmıyacaktın, bizleri senin kabrini güzelleştirme çabalarıyla bırakmıyacaktın, onun yerine yapacak çok başka işlerimiz vardı. Ama ne yazık ki kaderimizi çizmek bizim elimizde değil. Şairin dediği gibi;
Bu dünyaya kendi isteğimle gelmedim ben,
Şaşkınlıktan başka birşeyim artmadı yaşarken,
Kendi isteğile de gidiyor değilim şimdi,
Niye geldik kaldık, niye gidiyoruz buralardan..
Biliyorumki yukarıdan her yeptığımızı görüyor ve duyuyorsun, herkeslerin rüyasına girdin ama bana bir türlü gelmedin. Kızgınmısın yoksa bana? Kabrini menekşelerle donattık, etrafı bütün taflanlar. Filiz geçen hafta 2 tane salkım söğüt dikti nazlı nazlı rüzgarda salınsın diye. Bütün bunların yerine sana hoşgelsin demek için planlar yapıyor olmalı idik. Yalan dünya işte, her şey boş.
Bizim çete Aycü, Yade, Zeyno, Filiz, Züzü, ben ve tabiiki kösem sultan hep bir aradayız. Solmaz yengem de dönünce oda katılacak her an her saniye Güllü olsaydı bunu yapardı, şunu derdi deyip ağlıyoruz. İnan badagüdelerimizde hep sen varsın.
Şunu bil ki Güllü'm senin çocukların benim çocuklarım, onları her zaman çok sevip koruyacağım ve Ayhan'da benim kardeşim.
Orada görüşünceye kadar hoşçakal..
Kuzenin
Ayşegül Işık, 15 Nisan 2002
Güllüm, hayatım, canım benim,
Bizi bırakıp gittiğin haberini aldığımız andan beri sensiz bir saniyem geçmiyor. Seninle paylaştığımız her şey film şeridi gibi gözümün önünden yaşlarımla akıp akıp gidiyor.
Çocukluğumuzu düşünüyorum;
Yeni doğduğun zaman seni kıskanmamam için annemlerin alıp Zeyno ile bana "Kardeşiniz size getirmiş" diye verdikleri bebek arabası ve bebeği, bebekken ağzına, burun deliklerine kulaklarına leblebileri tıkıştırıp, Allah'tan anneme koşup "Kardeşime leblebi yedirdim" diye haber vermemi, annemin
topuklu ayakkabılarıyla gezerken düşüp kaşını aynı yerden 3 kez yarmanı, yaz tatillerinde kendimi öğretmen sen ve arkadaşlarını öğrencilerim yapıp, tatili burnundan getirmemi, annemler gece bizi bırakıp gezmeye gittiklerinde gece yarısı uyanıp, seni de uyandırıp "Gel annemler daha gelmemiş, çok merak ediyorum, beraber ağlayalım" dememi ve seninde uyanıp bana katılmanı düşünüyorum.
Biliyorsun ben yalnız yatamazdım ve sen hep beni koynuna alırdın. Ellerimi alıp karnında ısıtırdın. Bütün hastalıkları beraber geçirdik; aynı anda suçiçeği, sonra kızamık, sonra 5. hastalık... Bak benim bir şeyim yok, bu sefer sen neden beni yalnız bırakıp gittin. "Allah'ım bana hiç kimsenin
acısını gösterme, yaşayamam" diyordum. Güllüm öyle yada böyle yaşıyorsun işte... İsyan etmek istemiyorum ama hep "Allah'ım madem böyle bir acı yaşanacaktı onu alacağına beni alsaydın onun çocukları vardı" diyorum, ama hiçbir şeyi değiştiremiyorum.
Yerine göre kardeşim, yerine göre ablam, yerine göre annem, yerine göre arkadaşım oldun, dert ortağım, can yoldaşımdın. Gözümün içine bakardın, üstüme titrerdin. Zaten son zamanlarda burnumun direği sızlıyordu "Nerdesin Güllüm seni çok özledim" diye ağlıyordum. Bakar mısın olaya, özlemeyi şimdi gör. Seni yolcu ederken boynuma sarılıp "Hakkını helal et demiştin" bende sana "O nasıl söz ayrılığımız böyle olsun, bir bilete bakar 10 saat sonra yanındayım" dedim. Bir tanem içine mi doğmuştu bu hiç aklımıza gelmeyen felakette öyle helalleşip gittin?
Kasım ayı başında evine gittim, dolapta benim daha önce görmediğim bir resmini buldum, resme bakıp kendi kendime "Allah'ım ne kadar güzel manken gibi, ne kadar da canlı çıkmış" dedim ve resimle beraber yatağın üzerinde bıraktığın sarı pijamalarını alıp eve geldim. Pijamalarını giyinip resmi
göğsüme bastırıp "Özledim Seni!" diye ağladım. O resmin 13 Ocak'ta herkesin göğsünde taşınan resim olacağını ben, o güzelim resmi Antalya tatili zamanında çektirirken sen bilmiyordun...
Dolabımı açıyorum seninle bir örnek aldığımız kıyafetler, ayakkabılar, bana aldığın hediyeler, diğerleri de zaten senin benim için seçtiğin şeyler. Biliyorsun ben sensiz sana sormadan çöp almazdım. Geçen sene babamın ameliyatı sırasında birbirimizden habersiz aynı pantolon, aynı kazak ve aynı botları giyinip hastaneye gelmiştik. Ben içeri girince sen çığlık atmıştın, önce durumu anlayamamıştım ama sonra bir bakmıştım ki ikiz çocuklar gibi giyinmiştik. Aynı olay 2-3 kere daha tekrarlanınca beraber gideceğimiz yerlere hazırlanırken ne giyindiğimizi evden çıkmadan kontrol etmeye karar vermiştik.
Güllüm, ortak şarkımız var ya;
Özledim teninin kokusunu özledim,
Özledim o sıcak nefesini özledim.
Özledim sohbetini o sesini özledim,
Gelmedin gözbebeğim can yoldaşım gelmedin.
Sen, ben, Filiz, Zeyno, Ayşen, Yade, Züzü biribirimize neşeyle söylediğimiz şarkımız, artık hepimizi ağlatan ama ağlatırken de o güzel günlerimizi ve seni hatırlatan bir şarkı olarak kulağımızda.
Herkes "Kendini artık topla, kuvvetli olman gerekiyor" diyor. Güllüm, bebeğim, nasıl toplayım kendimi, o kadar çok şeyimiz ortaktı ki, o kadar birbirimize bağlıydık ki, artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını düşündükçe aklımı oynatmamak için kendimi zor tutuyorum. Benim için hiç bir şeyin anlamı kalmadı. "Keşke o da olsaydı, keşke o da görseydi, keşke o da yeseydi, keşke o olsaydı da ona da anlatsaydım, keşke ona gitseydim" gibi düşüncelerle her olayı yarım yaşıyorum, hep aklım sende. Sadece Efe ve Naz'ı düşünüyor ve "Hiç olmazsa onlar için toparlan" diye kendime telkin yapıyorum.
Güllüm, bebeğim, biliyorum ki bir gün kavuşacağız, en son havaalanında ayrılırken sarıldığımız gibi birbirimize sarılacak ve her ayrılık sonrası kavuşmamızdaki gibi sen bana yine "Kız Accü, seni çok özlemiştim" diyeceksin, ama Güllüm bil ki bu sefer bizi kimse ayıramayacak.
Seni çok seven ve her geçen günü daha da çok özleyen ablan, Accü'n
Perihan Basu, 11 Nisan 2002
Kısa bir süre önce kaybettiğimiz biricik arkadaşımız Güllü'nün anısına hazırlanan
web sayfasında Güllü'yü bir kez daha anıyor, kendisine Allah'tan rahmet diliyoruz.
Nur içinde yat Güllü.
Kenan Işık, 18 Şubat 2002
Amcası Kenan Işık'tan Güllü'ye mektup:
Sevgili Kızım,
Sen gittin gideli yüreğim her gün artan acıyla yanıyor. Keşke diyorum daha çok beraber olsaydık, sık göstermediğim sevgimi daha çok gösterseydim. Sen belki bilmezdin bütün yiğenlerimi çok sevdiğimi. Şimdi Bayram geliyor, aşağıdaki Cahit Sıtkı'nın dizeleriyle seni anıp, ruhun cennette olsun diyorum.
Amcan
Korkarım felekte bir gün
Bir bayram yemeğinde
Anam, babam gibi kardeşlerim de,
En güzel dalgınlığında ömrün,
Beni gurbette sanıp
Keşke gelseydi bu bayram diyecekler
Ve birdenbire yürekler,
Aynı acıyla yanıp
Hepsinin gözleri yaşaracak
Öldüğümü hatırlayarak.
Melisa Tekin, 3 Şubat 2002
Dear Gul Teyze,
I miss you a lot!
You were very nice to my sisters.
I will never forget the sweet smile thats always on your face.
Although you did not come to my birthday. I still love your gift.
With lots of love
Melisa Tekin, 3 February 2002
Sevgili Gül Teyze,
Seni çok özledim!
Kardeşlerime çok iyi davranırdın.
Yüzündeki, sürekli taşıdığın, tatlı gülümsemeyi hiçbir zaman unutmayacağım.
Gerçi doğum günüme gelmedin ama hediyeni hala çok seviyorum.
Çok çok sevgilerimle
Melisa Tekin, 3 Şubat 2002
Ayhan'ın notu:
Melisa'nın doğum günü 12 Ocak'ta idi. Güllü hediyesini almıştı, ama vermek kısmet olmadı. Ancak ben döndüğümde verebildim.
Kumru Telemez, 2 Şubat 2002
Canım Güllüm,
Vefat haberini aldığımda, önce inanmadım, inanamadım. Ama cenaze, ilanlar, kabristan maalesef bu acı haberi bana ispatladı.
Gözümün önünde hep yaşadıklarımız, o güzel yüzün ve her zaman kıskandığım o masmavi gözlerin...
Bana hep anlatırdın, beni nasıl büyüttüğünü, nasıl yürümeyi ve konuşmayı öğrettiğini. Hatta sana herkesin hitap ettiği lakabını, Güllü'yü, ilk önce benim çıkardığımı söylerdin.
Sen hayattımda gördüğüm en vefakar, en bonkör, en düşünceli, en güzel insandın. Ve kalbimin en güzel köşesinde hala da öylesin. Bir gün üstüne kara topraklar kapatacağımız, resmine bakarak ağlayacağım aklımın ucuna bile gelmezdi. Ama maalesef 9 ocak günü bize bunların hepsini yaşattı.
Yerinde rahat uyu Güllüm!
Bana konuşmayı ve yürümeyi öğrettiğin için, beni evinde büyük özenlerle ağırladığın için, kısacası bana 2. bir anne olduğun için sana, o güzel insana, sonsuz teşekkürler!
SENİ ASLA VE ASLA UNUTMAYACAĞIM...
Seni seviyorum.
Erkan Ayhan, 31 Ocak 2002
Sevgili Güllü,
Genellikle, dostlarımızın kayıpları ile ilgili sohbet esnasında "Hayatta acı surprizler de vardır. Bunlara hazırlıklı olmalıyız" derdim. Ama Pazar günü öyle bir haber aldım ki seninle ilgili olarak, o an ne kim olduğum kaldı, ne de nerede olduğum. İnan bana bu dünya ile tüm elektriğim bir an için kesildi. Sadece bir şeyi hatırlıyorum, ses tonumdan Hale kötü birşey olduğunu anlamıs, heyecanla "kim, ne oluyor, aman tanrım" diye bağırıyor, Erhan da telefonda "Hale’ye de söyle" diyor. Ben, sadece "nasıl söyleyebilirim" dedim.
Şimdi sana yazmak için uzun uzun düşündüm. Biliyorsun, kısa bir süre için size geliyordum. Son dakikada "10 gün erteleyeyim, daha sonra Alto’nun yanına giderim" dedim. Bunu Ayhan’a bile daha iletememiştim. "Aceba ertelemeseydim, o kara günde yanında olsaydım, bir faydam olur muydu" diye sürekli düşünüyorum ve cevap bulamıyorum. Ankara'da karşılamak varmış seni kaderde. Bu nasıl kaderse, bu nasıl adaletse.
Hale perisan oldu. O günden beri olmayacak yerde ağlıyor. "Hani komşu olacaktık, hani Naz’ı beraber büyütecektik, gençliğini beraber görecektik" diyor. Ona birsey diyemiyorum.
Çok kötü yaptin bizi Güllü, çok kötü olduk. Hiçbir dostunun acısını yaşamadan, hayattan kaçarak gitmek niye? Bu bencilliğin anlami ne? Oysa o kadar çok sevenin varmiş ki, ben onları kendi gözlerimle gördüm. Yaşadıkları acıya ben de ortak oldum.
Artık hayata baska türlü bakıyorum. Biraz daha boşvereceğim. Çok fazla ciddiye almayacağim. Bunları öğrettin gider ayak bana. Sanırım sonuna kadar da böyle kalmak için direneceğim.
Yattığın yer çiçeklerle dolu olacak, gözyaşlarımızla sulandı. Ruhun da cennette olsun.
Filiz Basu, 31 Ocak 2002
Yine döndüm geldim uzaklara,
Ama aradığımı bulamadım,
Seni bulamadım.
Kapının önünden geçtim ve daldım gitdim.
İnan herşeyden cok seni özlemiştim.
Ama özlemimi gideremeden sen kayboldun gittin.
Bir gün elbette özlem diye birşey kalmayacak,
Ama o güne kadar seni hep kalbimde taşıyacağım.
Bizleri bekle, Gülperi ablam,
Sonunda hepimiz yanında olacağız...
Seni cok seviyorum kalbimin tek gülü.
Engin Kaya, 28 Ocak 2002
Sn. Gülperi Topçu'nun vefatını derin üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Sevgili arkadaşımıza Allah'tan rahmet, kederli ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı dileriz.
STFA LİBYA BÖLGESİ
adına
Ezel Susel, 19 Ocak 2002
Gülperi'yi 5 aylık tanıma mutluluğuna eriştik ama, "Çok muhabbet tez ayrılık getirir" gibi oldu. Günlerimiz hep onunla doluydu. Öyle ki, nereye dönsem ondan hatıralar var. Bugün, arkadaşımın 5 aylık ikizlerini sevdim. Gülperi bayılırdı bebeklere. "Amerika'da da bebek bulduk" diye öpüp koklamıştı onları. Yolda geçerken birlikte oturup sohbet ettiğimiz bankı gördüm. Çantamda bana rejim yapmam için verdiği gazete küpürünü taşıyorum.

Bana hediye ettiğin mumluklardan sevdiğin mumları hiç eksik
etmeyeceğim.

Kızımın odasına seçtiğin renkli koltuğa baktıkca senin
hayatımızı renkleştirdiğini hatırlayacağım.
Çok erken oldu be Gülperi !

Daha seni arkadaşlarımın hepsiyle tanıştıracaktım,

Seramik bebek kolleksiyonunu genişletecektik,

Sana convertible araba alıp birlikte Manhattan'da gezecektik,

Beni istediğim kiloya indirecektin,

Şarkı sözlerini iyice öğrenip Ayhan'a kanunla eşlik edecektik,

Erikli'ye ve bizim yazlığa gidecektik,

Annenler gelecek onlarla tanışacaktık,

Sana 5 yatak odalı ev bulacaktık,

Gece elbiselerimizi giyip Atlanta'ya yilbaşı kutlamaya
gidecektik...
İnanıyorum bir an bir yerde yine buluşacağız,
O ana kadar rahat uyu arkadaşım.
Osman Faik Topcu, 17 Ocak 2002
Ödül Erdem, 17 Ocak 2002
Canım,
Sana bir defa bile yenge dedirtmedin, çünkü yengem değil arkadaşımdın sen.
İyi bir eş, iyi bir anne nasıl olunur? Hep önümdeydin canlı bir mankendin.
Hayatımdaki en zevkli anlar seninle sade kahvelerimizi içip sohbet ettiğimiz
anlardı. Hergün e-maillerini beklerken o berbat haberi aldım hayatım boyunca
unutamıyacağım o lanet günde. Şimdi ben kiminle sohbet edeceğim? Kim anlar
beni senin kadar? Kimin gibi olmayı hayal edeceğim sen yokken?
Yokluğunu o kadar kabul edemiyorum, seni göremiyeceğime o kadar inanamıyorum
ki, seni defnederken "Çok da soğukmuş burası, Gülperi çok üşüyecek" diye
düşünmüşüm.
Acın asla geçmeyecek. Bu sefer çok bencil davrandın, bizim hala sana
ihtiyacımız varken sen gittin. Hiçbir zaman doğumum ve Buket'in ameliyatında
ki desteğini unutmayacağım. Sana doğumu haber verdik, bir baktım dayımla
ikiniz oradasınız. Sessiz ama dev bir ağaç gibiydiniz. "Gülperi yardım etsin
üstümü değiştireyim" demişim de Pelin kırılmış, "Ben senin kardeşinim ben de
yapabilirim" diye. İşte sen buydun benim için. Bazen kardeşten bile yakın.
Hele Buket'in ameliyatında. Nasıl unutabilirim, Naz evde ateşli yatarken
sabahın köründe gözlerin ağlamaktan şiş vaziyette beni hastenede teselli
edişini. "Ne olur gitmeyim, burada kalırım, sizi hiç rahatsız etmem, sadece
Buket'in iyi olduğunu bileyim yeter" diye ağlıyordun. Merak etme, ben
Buket'e seni asla unutturmayacağım. Senin onu ne kadar sevdiğini biliyorum,
zaten hala senin öğrettiğin oyunları oynuyor. Sana sadece "Gülperi" diyor,
tıpkı istediğin gibi, ne teyze, ne yenge.
Önümüzde çok zor günler var, acın esas şimdi içimi kavurmaya başladı.
Baktığım her şeyde seninle ilgili bir hatıram var. Hiçbir zaman
unutmayacağım seni. Biliyorum biryerlerde bizi görüyor ve duyuyorsun. O
yüzden de çekinmeden, bağıra bağıra söylüyorum hep;
"GÜLPERİ SENİ ÇOK ÖZLEDİM" diye.
Handan Aktan, 16 Ocak 2002
Güllü'm,
Söyleyecek çok sözüm var,
Söyleyecek özüm yok.
Söz veriyorum,
Allah'ın da yardımıyla,
Emanetlerinin gözüne gölge düşürmeyeceğim.
Huzurlu ol.
Ayşen Telemez, 14 Ocak 2002
Sevgili Güllü'm,
Bütün bu olanlar, ölüm haberinin Ankara'ya ulaşması, cenazenin karşılanması ve kabristan, hepsi sanki bir rüya. Ve ben bu rüyadan uyandığımda seni karşımda boncuk gozlerinle bana bakarken bulacağım.
Güllü'm biz seninle kuzen değil kardeşdik, en mutlu ve mutsuz günlerimizi, dertlerimizi hep birlikte geçirdik, dert ortağı olduk. Bizlere bu şakayı yapmayacaktın. Ben artık sabahları kime kızacağım odamı sigara kokutuyorsun diye, kiminle rejim yapacağım. Biliyormusun Güllü'm bunları sensiz yapmak hiç zevkli değil.
Merak etme boncuk gözlüm, senin çocukların bizim cocuklarımız. Onların en iyi şekilde yetişmesi icin her zaman Ayhan'ın arkasında olacağız. 36 yılcık bile olsa seninle olmak çok guzeldi. Bundan sonra sen gönlümüzün bahçesinde her zaman tek bir gül olarak solmadan yer alacaksın. Senin o güzel yüzün her zaman gözümün önünde...
Seni tanıdığım ve kuzenim olduğun icin çok mutluyum.
Seni seviyorum...
Güllü'm,
Her yağmur bir gök bulur kendine,
Her yeşil bir dal.
Her deniz martı,
Her doğacak güneş, bir kuytu bulur kendine...
Ben, senden baska bir GÜLLÜ bulamam.
Ersen Aktan, 13 Ocak 2002
Sevgili Güllü,
Sen çok değil 1965'de doğmuşsun.
Adın Gülperi ama benim hep Güllü'm oldun,
Onun için Sevgili Güllü diye başlıyorum mektubuma.
Yaşın 36 ise de,
Kayınbiraderim Ayhan ile evlendikten sonra,
Yani, yaklaşık 16 yıldır hayatımdasın.
Zaten görüp göreceğim de bu oldu,
Artık ne Güllü var, ne Gülperi var.
Bundan böyle geride bıraktığın,
Ayhan'cığın, Efe'ciğin, Naz'cığın,
Anneciğin, babacığın ve kardeşlerinle birlikte,
Gözyaşıyla boğulan,
Yüzlerce eşin, dostun, yakının, sevenlerin var.
Sen ki yıllar yılı hiç pes etmedin.
Eşin Libya'larda sen burda,
Çocuklarına hem anne, hem baba oldun.
Gittin yıllarca Libya'larda yaşadın,
Amerika'lara yerleştin.
Bütün bunları yaptın da bir nefese mi yenik düştün?
Hayatının ikinci baharında nedir ki bu acelen,
Ben anlayamadım,
Kimse de anlayamadı.
Sen de farkındasındır ama,
İnanki hiç de yakışmadın o topraklara.
Ersen Abiciğin
9 Ocak seni hiç unutmayacağız,
Bir estin Amerika'lardan fırtına oldun, kasırga oldun.
Karabulutları toplayıp üstümüze püskürttün,
Bize hayatımızdaki en büyük acıyı yaşattın.
Seni asla unutmayacağız, seni asla affetmiyeceğiz.
|